Aşağıdaki Seçeneklerden bir çok bilgiye ulaşabilirsiniz. Ama unutmayın ki bazı linkler çalışmıyor


                                  

 


İÇİNDEKİLER:  (OKUMAK İSTEDİĞİNİZ YAZININ ÜZERİNİ TIKLAYIN)
1-DOST KAZANMA VE İNSANLAR ÜZERİNDE TESİR BIRAKMA SANATI:
2-VERİMLİ ÇALIŞMA
3-TAKVİM
4-HAYATIN KIRK ALTIN KURALI
5-BÜYÜKLERİN SÖZLERİ, SÖZLERİN BÜYÜKLERİDİR
6-MUTLU YAŞAMANIN 10 KURALI
7-HESAP MAKİNESİ
8-BEBEĞİM NE ZAMAN DOĞACAK


DOST KAZANMA VE İNSANLAR ÜZERİNDE TESİR BIRAKMA SANATI
Bu özetin size olan yararlarını 12 konu altında topladım.
1-Sizi köhne paslı düşüncelerden kurtaracak;önünüze yeni ufuklar açacak ve yeni düşüncelere yeni emellere kavuşturacaktır.
2-Daha çabuk ve daha kolay arkadaş edinmenizi sağlayacak.
3-Halk arasında şöhret ve kıymetinizi artıracak.
4-Başkalarını kendiniz gibi düşündürmeye yardım edecek.
5-İş yapmaktaki etki ve yeteneğinizi yükseltecek.
6-Yeni müşteriler bulmanıza yardım edecek.
7-Kazanç kudretinizi çoğaltacak.
8-Sizi daha iyi bir iş adamı ve daha iyi bir satıcı yapacak.
9-Şikayetleri halletmenizi,Münakaşalardan kaçınmanızı ve sosyal ilişkilerinizi tanzime çalışacak.
10-Sizi daha iyi bir söz söylemeci ve muhatabınızı ilgilendirici sözler söyleyen iyi bir hatip yapacak.
11-Psikolojik prensiplerini gündelik hayatta kolayca kullanmanıza yardım edecek.
12-İşçilerinizin daha fazla çalışmasını temin edecek.

İnsanları İdare Etmenin Teknik Esası

Allah (c.c) insanlara zeka nimetini müsavi bir surette vermediği için,insanın kendi kusurlarını düzeltmeye çalışması gerekir.Tenkit,insanı müdafaa vaziyeti almaya ve kendini haklı göstermek için uğraşmaya sevk ettiği için zararlıdır.Hatta tenkit tehlikelidir.çünkü hayatta insanın en çok kıymet verdiği izzeti nefsini yaralar ve her insanın kendine verdiği önemi incitir.ve hiddetini körükler.
Sizi muhakeme etmemeleri için sizde kimseyi muhakeme etmeyiniz!Siz bir başka kişinin kendisini düzeltmesini mi istiyorsunuz o zaman ilk baş kendinizle işe başlayınız.Konfüçyüs derki;'Evinizin eşiğini temizlemeden komşunun karlarıyla uğraşmayınız.' unutmayın ki Allah bile insanların hayatı son bulmadan insanları muhakeme etmez.
İnsanlara iş yaptırmanın tek bir yolu vardır.Siz bu yolu hiç düşündünüz mü? Bu yol insana yapacağı işi İ
STEYEREK yapmaktır.

Kendinizi Herkese Sevdirmek İçin Altı Yol:

1-Başkalarına samimi bir ilgi gösteriniz
2-Gülümseyiniz.
3-Bir adamın kendi adını lisanındaki en sevimli ve en mühim kelime sandığını unutmayınız.
4-İyi bir dinleyici olunuz.Başkalarına kendilerinden bahse teşvik ediniz.
5-Başkalarının ilgisini çekecek sözler söyleyiniz.
6-Başkalarına mühim birer şahsiyet olduklarını hissettiriniz.Ve bunu samimiyetle yapınız

İnsanları Kendiniz Gibi Düşündürmenin On İki Yolu:

1-Münakaşa etmemek en büyük münakaşayı kazanmaktır.
2-Başkalarının düşüncelerine saygı gösteriniz.Ve kimseye yanıldığını söylemeyiniz.
3-Yanlışınızı derhal kabul ediniz ve bunu süratle yapınız.
4-Herhangi bir söze dostça bir giriş yapınız.
5-Başkasının size 'evet evet' diye mukabele etmesini sağlayınız.
6-Sözün çoğunu muhatabınıza bırakınız.
7-Bir fikrinizin başkası tarafından benimsenmesine dikkat ediniz.
8-Bir meseleyi başkasının gözü ile de görmeye alışınız ve bunu samimiyetle yapınız.
9-Başkalarının düşünce ve arzularına sempati gösteriniz.
10-İnsanların asil duygularına hitap ediniz.
11-Düşüncelerinizi canlı bir şekilde ortaya koyunuz.
12-İnsanların meziyetlerini ortaya koyduracak şekilde teşvik ediniz.

İnsanları Darıltmadan Ve Üzmeden Değiştirmenin Dokuz Yolu:

1-İnsanları methetmek ve samimi takdirlerle işe başlayınız.
2-Başkalarının hatalarını doğrudan doğruya söylemeyiniz.
3-Başkalarının hatalarını tenkit etmeden önce hatalarınızdan söz ediniz.
4-Doğrudan doğruya emir vereceğiniz sualler sorunuz.
5-Başkalarının gururunu koruyunuz.
6-Her insanda gördüğünüz en küçük ilerlemeyi tekdir ediniz ve bunu sevinçle samimi bir şekilde yapınız.
7-Başkalarına şerefli bir değer veriniz ve o değeri yaşamalarına imkan gösteriniz.
8-İnsanları teşvik ediniz ve hatayı kolay düzelir gibi gösteriniz.
9-Başkalarına yaptıracağınız işleri sevdire sevdire yaptırınız.
 



 

VERİMLİ ÇALIŞMA
İçindekiler:

* Giriş
* Niçin Öğrenmeniz Gerekiyor ?
* Planlı Çalışma
* Çalışma Zamanını İyi Ayarlama
* Çalışma Yerini Belirleme
* Dikkatinizi Çalıştığınız Konuya Yoğunlaştırın
* Anlama Gücünüzü Geliştirin
* Bütün - Parça - Bütün Yöntemini Kullanın
* Okumanızı İyileştirin ve Okuma Hızınızı Artırın
* Matematik ve Fen Derslerine Nasıl Çalışmalısınız ?
* Sosyal Bilimler Derslerine Nasıl Çalışmalısınız ?
* Sınavlarda Başarılı Olabilmek İçin İpuçları
* Sınav Kaygısı ve Sınav Kaygısıyla Başa Çıkma
* Sınav Kaygısını Azaltmak İçin Alınması Gereken Önlemler
* Meslek Seçimi ve Meslek Seçiminin Önemi

Öğrenmek, başarılı olmak için bunca çaba gösteriyorsunuz. Çabanız ölçüsünde verimli bir sonuca ulaşabiliyor musunuz? Başarılı olmak için nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini biliyor musunuz?
Bu konuda sorunlarınız varsa Verimli Çalışma Yollarını öğrenmelisiniz. Bunları öğrendiğinizde, daha büyük bir özgüvenle çalışma olanağı elde edeceksiniz. Verimli çalışma tekniklerini kullanarak çalıştığınızda başarı düzeyinizin belirgin bir biçimde yükseldiğini göreceksiniz.

Niçin Öğrenmeniz Gerekiyor ?
Siz nereye varmak istediğini bilmeden yola çıkan aklı başında bir kişi gördünüz mü? Görmemiş olmalısınız. Bir şey öğrenirken yapacağınız ilk şey, amacınızın ne olacağına ve neyi öğreneceğinize karar vermek olmalıdır. İnsanın bilinçli olarak neyi, niçin ve nasıl yapacağını bilmesi hem hakkı; hem de insan olma sorumluluğunun gereğidir.

Başarılı olabilmek çalışmanın ve emeğin karşılığını en iyi seviyede alabilmek; verimli çalışmanın yollarının iyi bilinmesinden uygulamalı ve planlı çalışma alışkanlığını geliştirebilmekten geçer. Öğrenmede kişinin öğrenme yeteneği, ön bilgileri ve tutumları ile öğrenme ortamı kadar, uygulanan çalışma metotları da etkili olmaktadır.

Rehberliğin önemli bir çalışma alanı da öğrencilerin derslerde başarılı olabilmeleri için gerekli olan iyi ders çalışma teknik ve alışkanlıklarını kazanmalarına yardımcı olmak, başarısızlıkların incelenip giderilmesine yardım etmektir.

Okulda başarısızlığın sebepleri çoktur. Ancak bu sebepler içinde ders çalışma teknik ve alışkanlıklarının yanlış olma yüzdesi çok fazladır. Bizim amacımız bu yüzdeleri en aza indirgemek ve programlı çalışma alışkanlığını sizlere kazandırabilmek için kılavuz olmaktır.

Planlı Çalışma :
Başarılı olabilmek için planlı olmak zorundasınız. Planlı çalışmak bir yılda bitirilmesi gereken işleri aylara, onları haftalara, haftalık işleri de günlere ve günün saatlerine bölüştürmek; sonra da her saatin payına düşen işleri gerçekleştirmektir.

Her zaman yıllık ve aylık planlara gereksinim duymasanız da, haftalık ve günlük planları her zaman yapmalısınız. Plan sizi belli zamanlarda belli işleri bitirmeye yönelteceği gibi, sizin zamanınızı nasıl kullanacağınızı da görmenizi sağlayacaktır.

* Durumunuza uygun gerçekçi bir program hazırlayın.
* İyi düzenlenmiş program :
" Ne zaman çalışmalıyım?"
" Neyi çalışmalıyım?"
" Nasıl çalışmalıyım?"

Sorularını yanıtlayabilmelidir. Bu doğrultuda;

a) Günde kaç saat ve hangi saat dilimlerinde çalışacağını belirleyin.
b) Belirlediğiniz saatlerde hangi dersin hangi konularını çalışacağınızı planlayın. Size güç gelen dersleri, günün en verimli olarak çalıştığınız saatlerine yerleştirin.

c) Belirlediğiniz konularla ilgili olarak yapacağınız çalışmaları; konu çalışma, soru çözümü, haftalık genel tekrar şeklinde belirleyin.

d) Her çalışma parçanızın süresini, çalışılacak konunun tipine ve zorluğuna göre ayarlayın.

* Aralıksız uzun süreli çalışmalar yerine kısa çalışma (40 - 45 dakika), dinlenme (10 - 15 dakika) ve tekrar çalışma (40 - 45 dakika) yöntemini uygulayın.

* Bir önceki haftanın planındaki aksamaları da dikkate alarak yeni programlarınızı hazırlayın.

* Geçmiş haftalara ait çalışma programlarınızı ayrı bir dosyada biriktirin. Çalışmalarınızı yönlendirmede bir kaynak olarak kullanın.

* En önemli nokta hazırladığınız planınızı zorunlu kalmadıkça, günü gününe, saati saatine hiç değişiklik yapmadan herhangi birini atlamadan uygulamaya koyun. Hazırladığınız planın gerçeğe uygun ve uygulanabilir olmasına dikkat etmelisiniz.

ÖRNEK :
Ali, Yüce Lisesi 2.sınıf öğrencisi. Gününün çoğu bölümü okulda geçiyor. Eve ancak 17:00' de gelebiliyor. Cumartesi günü sabahtan öğleye kadar okulda yetiştirme kurslarına katılıyor. Televizyon seyretmeyi, basketbol oynamayı ve hafta sonu arkadaşlarıyla olmayı seviyor. Ancak düzenli ders çalışması gerektiğini de gayet iyi anlamış durumda. Kendisine hem basketbol oynayabileceği, hem televizyon seyredebileceği hem de düzenli ders çalışabileceği bir program yapmak istiyor. İşte Ali'nin hazırladığı program:

ALİ'NİN DERS ÇALIŞMA PROGRAMI

Saatler P.Tesi Salı Çarş. Perş. Cuma C.Tesi Pazar
07:00-08:00 Okul Okul Okul Okul Okul Uyku Uyku
08:00-09:00 Okul Okul Okul Okul Okul Uyku Uyku
09:00-10:00 Okul Okul Okul Okul Okul Uyku Uyku
10:00-11:00 Okul Okul Okul Okul Okul Kalkma Dinlenme
11:00-12:00 Okul Okul Okul Okul Okul Tekrar Dinlenme
12:00-13:00 Okul Okul Okul Okul Okul Dinlenme Dinlenme
13:00-14:00 Okul Okul Okul Okul Okul Tekrar Tekrar
14:00-15:00 Okul Okul Okul Okul Okul Dinlenme Dinlenme
15:00-16:00 Okul Okul Okul Okul Okul Dinlenme Tekrar
16:00-17:00 Okul Okul Okul Okul Okul Dinlenme Dinlenme
17:00-17:30 Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Tekrar
17:30-18:30 Ders Ders Ders Ders Ders Dinlenme Dinlenme
18:30-18:45 Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme
18:45-19:45 Ders Ders Ders Ders Ders Dinlenme Dinlenme
19:45-20:45 Yemek Yemek Yemek Yemek Yemek Tekrar Tekrar
20:45-21:45 Ders Ders Ders Ders Ders Dinlenme Dinlenme
21:45-22:00 Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme Dinlenme
22:00-22:30 Tekrar Tekrar Tekrar Tekrar Tekrar Dinlenme Dinlenme
22:30-23:00 Yatış Yatış Yatış Yatış Yatış Yatış Yatış

Görüldüğü gibi Ali, hafta içinde okul saatleri dışında 3.5 saat ders çalışmayı planlamaktadır. Cuma akşamı, Cumartesi gündüzü ve akşamında, Pazar günü öğle saatlerinde oldukça uzun süreli ders çalışmaları planlamaktadır. Siz illa Ali'nin programını uygulamak zorunda değilsiniz. Ders çalışma sürelerini yarım saatten az, bir saatten çok tutmamak kaydıyla kendinize uygun bir program çıkarabilirsiniz.
Her zaman çalışma planını saati saatine uygulamak mümkün olmayabilir. Örneğin tam çalışma saati içinde yıllardır görmediğiniz amcanız sizi ziyarete geldi. O günkü üç saatlik ders çalışma sürenizi amcanızla sohbet ederek geçirdiniz. Bu durumda kaybolan üç saatim için yapabilecek bir şeyim yok dememelisiniz. Nasıl arkadaşlarınızdan borç aldığınız parayı geri ödemek zorunda iseniz; kendinizden borç aldığınız bu üç saati de kendinize geri ödemek zorundasınız.

Unutmayın! Zaman çizelgesini kullanmak kolay bir iş değildir. Özellikle başlangıçta kendinizi bu konuda zorlamanız gerekebilir. Başlangıçta katlanacağınız kısa süreli sıkıntıların, ilerde sizi bekleyen mutlu, başarılı ve doyurucu uzun yıllar için yatırım olacağını düşünün.

Alışkanlıklarınız oluştuktan sonra ise, belli saatlerde belli işleri yapamadığınız zaman kendiniz sıkıntı duymaya başlayacaksınız. Birinci dönem düzenli ders çalışmadığı için 5 - 6 tane zayıf getiren, ancak ikinci dönem büyük bir azimle çalışma programına harfiyen uyarak başarı gösteren, zayıflarını kurtaran, hatta teşekkür - takdir belgesi alan öğrencilerin sayısının düşündüğünüz kadar az olmadığını bilmelisiniz. Yapmanız gereken birinci dönemin başından itibaren hem eğlenerek, hem de çalışarak başarılı bir öğrenci grafiği ortaya koymaktır.

* Ders planı yaparken mümkün olduğunca arka arkaya gelen derslerin aynı olmamasına dikkat edin.
* Uzun süre aralıksız çalışmaktansa, 5 - 10 dakikalık dinlenme aralarıyla öğrenme grafiğinizi yükseltebilirsiniz.
* Sağlığınıza dikkat etmelisiniz. Beyninizi taşıyan vücudunuzdur. Bedensel sağlığınıza dikkat etmelisiniz, aksi takdirde sağlıklı düşünemez; iyi algılayamazsınız.
* Günde 6 - 8 saatlik uyku, beyninizin o günkü deneyimlerinizi dosyaladığı, sıraya soktuğu ve düzenlediği dönemdir. Çalışmaya başlamadan önce uykunuzu almış olun.
* Uyumadan önce, o gün öğrendiklerinizi en az 10 dakika süreyle tekrarlayın. Bu, ertesi sabaha her şeyi unutmuş olarak başlamanıza yardımcı olacaktır.
* Çalışma planınıza mutlaka haftalık genel tekrarlar ekleyin.
* Çalışma planınızı mutlaka danışman öğretmenlerinize kontrol ettirin.
* Planınızı odanızın görünür bir yerine asıp, her sabah o gün neler yapmanız gerektiğini inceleyin.

Çalışma Zamanınızı İyi Ayarlayın
Yaygın bir görüşe göre yarım saatten az bir çalışma verimsizdir. Yarım saatten daha az süreler, bir kitabı karıştırmak, liste yapmak, kısa bir konuyu tekrar etmek, bir şiiri, yabancı dilde bir sözcük listesini ezberlemek için kullanılabilir.

Verimli çalışmada en yararlı zaman dilimleri birer saatlik sürelerdir. Zaman zaman öğrenciler hiç ara vermeden saatlerce çalıştıklarını ve arta kalan süreyi dinlenerek geçirdiklerini söylemektedirler. Oysa dikkatin en yoğun olarak tutulabildiği süre 20 dakikadır. Bir saatlik çalışmanın ardından 15 dakikalık 30 dakikalık dinlenmeler dikkatin yeniden yoğunlaşmasını sağlamaktadır. Ev eşyalarının içerisinde en uzun ömürlüsü, en az arıza yapanı buzdolabıdır. Sebebi ise, soğutma döneminde sürekli çalışan motorun, yeniden soğutmaya başlamadan dinlenmesidir.

Çalışma süresini olanaklar ölçüsünde haftanın günlerine eşit biçimde bölünüz. Çalışmalarınızı en kolay öğrendiğiniz, dikkatinizi en fazla toplayabildiğiniz saatlerde gerçekleştirebilirsiniz. İnsanların dikkatlerini toplayabilme, daha iyi anlayabilme zamanları birbirine göre farklılıklar gösterebilir. Örneğin bir öğrenci akşam çok erken saatlerde yatıp sabah çok erken kalkarak verimli çalışabilirken; bir başka öğrenci gecenin geç saatlerine kadar çalışıp sabah çalışmayabilir. Bu yüzden zamanı planlarken, başkasını örnek almayınız. Kendi yetenek, önbilgi, beceri, tutum ve gereksinimlerinizden yola çıkınız.

Çalışma Yerinizi Belirleyin
Verimli çalışma ve başarılı olmanızın baş koşullarında birisi de masası, sandalyesi, ışığı, rahatlığı, sade döşemesi ve gürültüden uzaklığı ile bir çalışma odanızın bulunmasıdır. Eğer evinizde kendinize bir çalışma odası ayırma olanağı yok ise; evde bir odanın bir kösesini kendiniz için çalışma yeri olarak ayırınız.

Ders çalışırken mutlaka bir masanın başında oturmak gerekir. Yatarak, uzanarak ders çalışmak b,r süre sonra vücudu gergin tutan kasları gevşetmekte, uykunun gelmesini sağlamaktadır. Öğrencilerin sıklıkla yanlış yaptıkları bir uygulama da televizyon seyrederken ya da müzik dinlerken ders çalışmalarıdır.

Bilim adamları çok zeki insanların dışında aynı anda iki faaliyeti yapmanın mümkün olmadığını belirtmektedirler. Buna göre televizyon seyrederek ders çalışan bir öğrenci; ya ders çalışmakta, ya da televizyon seyretmektedir.

ÇALIŞMA ORTAMI:

1- Çalışma ortamı fazla sıcak ya da soğuk olmamalı, iyi havalandırılmış ve sessiz olmalıdır.
2- Çalışma masası boyunuza göre ayarlanmış olmalıdır.
3- Ders çalışırken müzik dinlemenin dikkati dağıtacağı unutulmamalıdır.
4- Çalışma odanızdaki renkli büyük boy posterler, afişler dikkatinizin dağılmasına veya hayallere dalmanıza neden olabilirler.
5- Çalışma ortamı bir çalışma masası ile kitap ve diğer malzemelerin konulabileceği bir üniteden oluşmalıdır.
6- Çalışma masası mümkünse diğer amaçlar için kullanılmamalıdır. Yemek masası çalışma amaçlı kullanılmak zorunda ise, hiç değilse üstüne bir örtü ve bir lamba eklenerek ders çalışmaya uygun hale getirilmelidir.
7- Çalışma esnasında kullanılacak araç ve gereçler el altında hazır bulunmalıdır.

Dikkatinizi Çalışma Konunuz Üzerinde Yoğunlaştırınız
Çalışmalarınızı verimli kılmak istiyorsanız, dikkatinizin tümünü çalıştığınız konu üzerinde toplamanız gerekmektedir. İstek ve çaba gösterirseniz dikkatinizi her an belli bir konu üzerinde toplayabilirsiniz. Beyniniz sürekli olarak konuşmalar, sesler, hareketler, açlık, susuzluk, sıcaklık gibi uyarılara açıktır. Onu iradenizi kullanarak her zaman belli bir konuya yöneltebilme imkanınız vardır.

Dikkati çalışma üzerine toplamak demek; istenmeyen uyarılara beyni kapalı tutmak demektir. Bunu yollarından biri iyi yer va zaman seçmektir.

Dikkati konu üzerinde toplamanın bir başka etkili yolu da not tutmaktır. Öğrendiklerinizi kendi anlatımınızla yazmaya çalışınız. Konunun günlük yaşamla ilgisini kurabilmek, konuyla ilgili problemleri araştırmak ve bunların çözümü üzerinde düşünmek de dikkati konu üzerinde yoğunlaştırabilmektedir.

DİKKATİNİZİ DAĞITMAK İSTEYEN GİZLİ DÜŞMANLAR
İç Sebepler
Dış Sebepler

* Hayal Kurmak * Posterler
* Endişelere Kapılmak * Yatarak Çalışmak
* Aile ve arkadaş sorunlarına çözüm aramak * Müzik
* Telefon
* Televizyon
* Bir şeyler yemek - içmek
Anlama Gücünüzü Geliştirin
Okullarımızda eğitim çoğunlukla dile dayandığından, anlama gücü önem kazanmaktadır. anlama gücünüzü geliştirmek için şunlar önerilebilir:
* Konuyu dikkatle okuyun.
* Öğrendiklerinizin eski bilgilerle bağlarını kurun.
* Konuyu incelerken verilen örneklere dikkat edin.
* Okuduklarınızda kişisin ne demek istediğini ortaya çıkarın.
* Her konu bitiminde kendinizi öğrendikleriniz açısından yoklayın.
* Öğrenmek anlamaktır. Ezberlemek değil !!!

Bütün - Parça - Bütün Yöntemini Kullanın
Bu yöntemin kalıcı bir öğrenme sağladığı bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.

a) İnceleme
b) Sorular Oluşturma
c) Okuma
d) Not Tutma
e) Hatırlatma ve Özet Çıkarma
f) Tekrarlama
a) İnceleme

İnceleme sözü burada bir kitap ya da bir konu hakkında genel bilgi edinmek anlamında kullanılmaktadır. Bir kitabın adı, yazarı, çevireni, basıldığı yıl, kitabın kapağındaki tanıtıcı yazılar, önsöz ve içindekiler size kitabın planına, hangi konuları içerdiğine ilişkin genel bilgiler verir.

* Genel fikir edinmek ve ana fikri anlamak için 3 - 4 dakika sistemli göz gezdirmek gerekir.
* Ana başlıklar
* Alt başlıklar
* Koyu renk yazılmış yerler
* Grafik ve resimlerin alt yazıları
* Paragrafların ilk ve son cümleleri
* Bölüm özeti.

b) Sorular Oluşturma
Her kitabı ya da yazıyı, bir takım sorulara cevap bulmak için okumanız gerekir. Bu nedenle üçüncü aşama olan okumaya geçmeden önce yaptığınız incelemeden yararlanarak bu kaynakta cevaplarını bulabileceğiniz soruları belirlemelisiniz.

Sorabileceğiniz bazı sorular :

* Ne ?
* Niçin ?
* Nasıl ?
* Nerede ?
* Ne zaman ?
* Kim

c) Okuma
Bir ders kitabını bir öykü kitabı gibi okuyamazsınız. Bu tür kaynakları okurken beyinsel güçlerinizi, tüm olanakları ile konuya yöneltmek zorundasınız. Okurken kendinize sürekli olarak niçin, nerede, ne zaman, nasıl, kim, bu bölümün en önemli; en can alıcı düşüncesi nedir sorularını sormalısınız.

Okunacak bölüm ile ne kazanılacağının kendine sorulması, soruların yanıtlarını bulmaya yönelik amaçlı okumayı sağlar. Her kitapta genellikle bir ana düşünce vardır. Bu düşüncenin belirli birkaç düşünceye bölündüğü görülür. Bunlar kitabın bölümleri içinde yer alır.

Ele aldığınız kitap ya da yazıyı en az iki kere okumalısınız. Kimi zaman üçüncü bir kez de okumak zorunda kalabilirsiniz. İlk okumada ana düşünce ve yan düşünceleri saptamaya çalışırız. Not çıkarma, satırların altını çizme girişiminde bulunmayız. İkinci okumada ise ana düşünce ve yardımcı düşünceleri kesin olarak belirleyin. Bu cümlelerin altlarını değişik kalemlerle çizebilirsiniz.

Hazırlanan sorulara yanıt bulmak amacıyla okumak, ana fikir ve temel kavramların altını kitap üstünde çizmek ve işaretlemek... Kendinize özgü işaretleme biçimleri geliştirebilirsiniz.

Örneğin:

x önemli

xx çok önemli ! dikkat A araştır ? anlaşılmayan yer ?? yazarla aynı düşüncede olmamak

ANLAT:

Kitap ve defterleri kapatarak, yalnızca notlara bakarak, önemli noktaları ve anahtar kelimeleri kullanarak kendi kendinize sessiz olarak anlatmak çok işinize yarayacaktır. Yüksek sesle tekrarın yararı:

* Zihnin dağılmasını önler
* Dikkati yüksek tutar
* Kelimelerin söylenmesini, hafızaya yerleşmesini ve hatırlanmasını kolaylaştırır.

d) Not Tutma
Not alma, öğretmenin anlattıklarından, özellikle ders kitaplarında bulunmayan açıklamaların, bir konferansçının anlamlı bulunan cümlelerinin, kitap ya da yazlarda ilginç bulunan düşüncelerin, herhangi bir anda akla gelen ilginç görüşlerin kısa kısa yazılmasıdır. Not almada en önemli nokta, dinlenilen, okunulan, yazılan, izlenilen konunun en ilginç yanlarını yakalamaktır.

Not almada esas sorun neleri dışarıda bırakacağınızı, neleri not edeceğinizi ayırt edebilmektir. İyi not tutan öğrenci, sınavlarda çıkacak soruların neler olabileceğini önceden bilir. Öğretmenin ses tonundaki veya vurgularındaki değişiklikler önemli fikir ve prensipleri ortaya koyar ve bunlar muhtemel sınav sorularıdır. Öğretmenlerin verdikleri bu ipuçları, bu ipuçlarına duyarlı öğrenciler tarafından kolayca değerlendirilir.

Not alırken ve özet çıkarırken, zamandan kazanmak için belli kısaltmalardan yararlanabilirsiniz. derste aldığınız notları, aynı gün ilgili dersi zihninizde yeniden canlandırarak gözden geçirmeli ve eksiklerinizi tamamlamalısınız. Bu işlemleri aynı gün içinde yapamazsanız çabanız boşa gider. Çünkü yapılan araştırmalar üç hafta sonra öğrendiklerimizin ancak %2'sinin aklımızda kaldığını göstermektedir.

İPUÇLARINA DİKKAT:

* Öğretmenin dersi anlatırken ses tonu, vurgulamaları vb. ipuçlarını yakala ve not al.
* Temel fikir ve sınav soruları öğretmenin ders anlatışı sırasındaki bu tip tutumlarında gizlidir.

NOT TUTMANIN SIRRI NEDİR ?

* Notları uygun büyüklükteki bir kağıda rahat yazılacak şekilde tut.
* Genel ilkeler dışında notlarını kendi kelimelerini kullanarak tut.
* Kendine göre belirlediğin kısaltmaları kullan.
* Her yeni fikri yeni bir satıra yaz.
* Notları dersten sonra mutlaka gözden geçirip eksikleri tamamla, gerekiyorsa temize çek.

SANA YENİ FİKİRLER :

* Genelleme yaparak konun özünü öğrenmeye çalış. Dersi temel fikirleri almak amacıyla dinlemelisin.
* Notların yeniden yazılması zaman kaybı değildir. Bu işlem bilginin hafızada pekişmesini sağlar ve unutmayı engeller.
* Not tutmak, aktif katılımı sağlayarak, dikkati sürdürmeyi sağlar ve unutmayı önler. Araştırmalara göre öğrenilen malzemenin yaklaşık %70'i bir saat içinde, %80'i bir gün içinde unutulur.

e) Hatırlatma ve Özet Çıkarma
Okuduklarını gözden geçirmeyenler, yeniden hatırlamaya çalışmayanlar, öğrendiklerinin önemli bir kısmını kitabı bıraktıktan sonra unutmaktadırlar. Araştırmalara göre öğrenilen malzemenin %70'i bir saat içinde, %80'i bir gün içinde unutulur. Konu derste ya da evde çok iyi öğrenilmiş bile olsa hatırlama yapmak için özet çıkarma, not tutma, tekrar etme gibi faaliyetlerde bulunulmadığında öğrenilen konunun az bir kısmı belleklerimizde kalacaktır.

Gözden geçirme ve hatırlatma çalışmalarınızı parça parça yürüteceksiniz. Her başlık altındaki parçayı dikkatle okuduktan sonra durunuz, okuduklarınızı hatırlamaya çalışınız ve parçanın özetini çıkarınız. Bu bölümü tümüyle hatırlamaya çalışınız. Okuduğunuz yere bakmadan parçayı başarı ile özetleyebiliyorsanız, parçayı anlamışsınız demektir.

Özet çıkarma, başarınızı etkileyecek olan bir beceridir. Özel çıkarırken ;
* Paragranın özetlenmesi
* Bölümlerin özetlenmesi
* Yazının tümünün özetlenmesi

yöntemlerinden herhangi biri kullanılabilir. Çok uzun yazılarda bölüm bölüm özet çıkarma daha yararlıdır.

f) Tekrarlama
Bu aşamada, okuyup öğrendiklerinizin doğru olup olmadığını denetlemiş ve doğru olanları pekiştirmiş olacaksınız. Tekrar etmek unutmanızı azaltacak en önemli tedbirdir. İlk öğrenmenin hemen arkasından veya yakın zamanda yapılmalıdır.

Aralıklı tekrarlar daha faydalıdır. Yatmadan önce bilinen konuların tekrarı ise bilgilerin daha uzun süre hafızada kalmasını ve daha uzun sürede unutulmasını sağlamaktadır. Ezberlenmesi gereken formül veya kelimeleri küçük notlar halinde yatağınızın bir kenarına asmanız ve yatmadan önce son bir kez okumanız faydalı olacaktır.

SONUÇ:

Görüldüğü gibi bütün - parça - bütün yönteminde önce konu ya da yazı öncelikle tümüyle okunur. Sonra bütünü oluşturan her parça tüm ayrıntılarıyla öğrenilmeye çalışılır ve son aşamada ayrıntılarıyla öğrenilen konular arasında bağlantı kurularak bir bütüne gitmeye çalışılır.

Okumanızı İyileştirin ve Okuma Hızınızı Artırın
İyi ve etkili okuma deyince okuduğunu anlama ve hızlı okuma akla gelir. Yetişkin bir kişi dakikada ortalama 240 sözcük okuyabilmektedir. Ancak biraz çaba ve alıştırma ile bu hız dikkat ve anlama gücünden bir şey yitirmeksizin dakikada 350 sözcüğe kadar çıkabilmektedir.

Okurken gözlerimiz satır üzerinde soldan sağa doğru kayar. Gözlerimiz satır üzerinde aralıklı, kesik kesik hareket eder. Biz sözcükleri gözümüzün hareketi durduğu anda kavrarız. Bu nedenle gözümüz birkaç sözcüğü gördükten sonra bir anlık duraklama yapar.

Bir kesinti içerisinde zihnimizin tanıyıp kavrayabildiği sözcük sayısına kavrama uzaklığı diyoruz. Eğer okurken örneğin bir sözcüğün sağındaki ve solundaki sözcüklerden hiçbirisini göremiyorsanız, sizin kavrama uzaklığınız bir sözcükten oluşmaktadır. Bu da okumanızın zayıf olduğunu gösterir. Çok hızlı okuyucular bir satırdaki sözcüklerin tümünü görebilmektedirler. Kavrama uzaklığı ne kadar genişlerse satır üzerinde göz duraklamaları o kadar az olmaktadır. Çok zayıf okuyucu bile kavrayamamış olduğundan ağır ilerlemek bir yana, zaman zaman geriye dönüş yapar ve kekeler.

Hızlı okumayı etkileyen bir başka etken de sessiz okuma alışkanlığının gelişmemiş olmasıdır. Sesli okuma, okuma hızını azaltmaktadır. Normal bir okuyucu düşünsel bir eseri okurken dakikada 125 sözcük okuyabilmektedir. Sessiz okumada bu sayı 150'ye çıkabilir. Roman okumada ise dakikaya düşen sözcük sayısı 500'ü aşabilir.
* Okumanızı iyileştirmek için yapılacak ilk iş gözlerinizi muayene ettirmektir. Okuma hızını artırmak konusundaki çabalarınız göz sağlığınıza ve gözünüzün kusursuz çalışmasına bağlıdır.
* İkinci iş konuşur gibi sesli okumaktan uzaklaşarak dudaklarınızı oynatmadan okumaya çalışmak olmalıdır. Okuma hızınızı o denli artırmalısınız ki, dudaklarınız sizin bu hızınıza yetişemesin.
* Okuma yeteneğini geliştirmede en önemli etken sözcük dağarcığını geliştirmektir. İyi bir okuyucu çok sözcük bilen okuyucudur. Çünkü böyle bir okuyucunun birkaç sözcüğün anlamını bir arada ve bir bakışta kavrayabilme olanağı vardır. Anlamını bildiğiniz sözcük sayısı arttıkça okuduğunuzu hem daha iyi anlar, hem de daha hızlı okursunuz. Çok sözcük bilmenin yolu ise çok okuma ve anlaşılmayan sözcüklerin anlamlarını araştırmaktan geçer.
* Her başarıda olduğu gibi okumayı geliştirmede de uygulama yapmak baş koşuldur. Okumayı bugüne kadar bir alışkanlık haline getirmemişseniz her gün 15 - 20 dakikanızı okumaya ayırarak işe başlayabilirsiniz. İlk günler kısa öyküler, kısa yazılar, fıkralar gibi şeyler okuyun. Her alıştırma sırasında bir ya da iki yazı okuyun. Bu yazıları ne kadar sürede okuduğunuzu saptayın. Okuduklarınızı hatırlamaya çalışın. Okuma hızı ile ilgili bir grafik yaparak günlük çalışmalarınızın sonuçlarını, okuduğunuz yazıyı ne kadar sürede okuduğunuzu, dakikada kaç sözcük okuduğunuzu işaretleyiniz. Birkaç hafta içinde bile umut verici bir ilerleme yaptığınızı tespit edecek ve kendinize olan güveninizi güçlendirmiş olacaksınız.

Matematik ve Fen Derslerine Nasıl Çalışmalısınız ?
İlk başta matematik ve fen dersleri, öğrenciler tarafından itici olarak algılanmakta ve bu neden öğrencilerin bu alanları zor ders diye algılanmalarına yol açmaktadır. Bu yüzden bu derslerin öğrenciler tarafından algılanması güç bir hal almaktadır. Bu durum da doğal olarak öğrenciyi bu derslere karşı önyargılı bir tutum içine sürükler. O halde öncelikle bu derslere karşı olumsuz tutum geliştirmeyi bir yana bırakmamız doğru olacaktır. Olumsuz duygularınızı yenmeye çalışın. Önyargılı davranmaktansa, uğraşmayı deneyin.

Sosyal derslere bakışınız ne ise matematik ve fen derslerine de aynı pencereden bakmanız gerekmektedir.

Çok zorlandığınız problemlerin temel mantığına geri dönün. Çünkü konunun teorik kısmı henüz oluşmamıştır. Önceden ferkına varamadığınız bir ayrıntıyı görecek ve eksiğinizi gidereceksiniz. Zor sorularla uğraşmak, çalışmada doğru bir yöntem izlendiğinin göstergesi değildir. Aksine anlaşılması zor, karmalık sorular size vakit kaybettirdiği gibi canınızı da sıkacaktır. Ödev olark verilen bu derslerde öğretmenlerinize soru sormaktan çekinmeyin. Çözemediğiniz sorularda farklı yöntemler uygulamaya çalışın. Matematik ve fen dersleri, kendi içinde basamak halindedir. Yani konular birbirini takip eder ve bir alt konuda eksikliğiniz varsa, bir sonraki konunun öğrenilmesi güçleşir. Konuların teorik kısımlarını anladıktan sonra, öğrendiklerinizi soru çözerek pekiştirmelisiniz.

Sosyal Bilimler Derslerine Nasıl Çalışmalısınız ?
Sosyal bilimler dersleri öğrencilerin hemen hemen en fazla şikayet ettikleri alanlardır. Neden olarak da bu derslerin sıkıcılığı öne sürülmektedir. Halbuki, derslerin sıkıcılığından ziyade, öğrencilerin sıkılmalarında en önemli neden bu dersleri ezberlemeye çalışmaları ve çalışırken bir amaçlarının olmamasıdır.

Tarih, coğrafya gibi dersleri bir amaç dahilinde çalışmanız gerekmektedir. Sosyal derslerde amacınız olmadığı takdirde canınızın sıkılması kaçınılmazdır. Derse karşı istek ve ilginiz azalır ve hele gece çalışıyorsanız kısa sürede uykunuz gelir. Bu amaçla öğrenmeye başladığınız konunun amacının ne olduğunu anlamakla işe başlayınız. Gerekiyorsa bu konuyu öğrenmenin amacının ne olduğunu öğretmeninize sorunuz. Amacınızı bilirseniz, amacınıza ulaşmak için daha yoğun bir çaba içine girersiniz ve dikkat süreniz artar.

Sosyal dersleri çalışırken şu konulara dikkat etmelisiniz :

* Okunulacak konuyu, geri dönüşler yapmadan hızla bir kere okuyunuz.
* Başa dönün, ana başlık ve ara başlıklardan yararlanarak konunun hangi amaçla okunacağını ve ne kazandıracağını açıklayan sorular hazırlayın.
* Sorular, tanım, kavram, sonuç, benzerlik, farklılık, ne, nerede, ne zaman şeklinde örneklendirilebilir.
* Yanıtları bulmak için konuyu tekrar, dikkatlice okuyun. Bu sayede gereksiz yerleri atmış olursunuz ve cevap aradığınız için, konuya ilginizi yoğunlaştırmanız kolay olur.
* Konu ile ilgili bazı bölümleri şekil ve şemalarla gösterebilirsiniz.
* Yanıtlarınızı, varsa bu şekil ve şemalar üzerinde tekrar anlatabilirsiniz.
* Son olarak sorular ve konular arasındaki bağlantıları kurun ve konuyu bütünleştirin.

Sınavlarda Başarılı Olmanın İpuçları
1- Bir bölüme başlamadan önce, o bölümü hızla gözden geçirin. Bu işlem o bölümdeki test soruların genel yapısını görmenize, testin yapısındaki ve soru sayısındaki değişikliklere karşı kendinizi yeniden düzenlemenizi saplayacaktır.

2- Hız ile isabet arasında uygun bir denge kurun. Hiçbir sınav tekniği bir sınavdaki tempo kadar önemli değildir. Çok hızlı çalışıp hata yapmak uygun olmadığı gibi, aşırı dikkatli olup, her soru üzerinde fazla zaman harcamaktan uygun değildir. Hızlı ama isabetli olmak için kişinin kendisini eğitmesi gerekmektedir.

3- Bir soruda belli bir süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız o soruyu bırakın. Soruyu çözmek için uğraşılması, makul bir süre geçtiği halde çözülemiyorsa diğer sorulara geçilmesi gerekmektedir.

4- Herhangi bir soruyu üzerinde zaman harcamak gerektiği ve karışık gözüktüğü için otomatik olarak atlamayın. Bazı sorular şekil itibariyle çok karmaşık, çok zor gibi görülebilir. Ancak kavramlar doğru olarak yerli yerine oturtulabilirse, sorular kolayca çözülebilir. Bu tür soruları atlayıp geçmek yerine anlamak ve kavramak için gayret göstermelidir.

5- Zihnin dağılmasını önleyin. Eğer bölümler arasında kısa bir dinlenme aralığı vermenize imkan varsa zihninizi programlı bir şekilde dinlendirin ve bu süreyi aşmayın. Dikkati kesintisiz ve yoğun olarak sürdürmek için otuz dakika oldukça uzun bir süredir. Büyük sınavların 120 - 210 dakika olduğu düşünülürse, dikkatin dağılması kaçınılmazdır. Dikkatinizin dağıldığını fark ettiğinizde kaleminizi bırakın, gözlerinizi kapatın, şakaklarınızı ovarak veya sizi rahatlatacak bir dinlenme egzersizi yaparak, 15 saniye gibi bir süreyi bu amaçla kullanınız.

6- Geçen zamanla aşırı ilgilenmeyin. Sınav esnasında zaman sizin kontrolünüzde olmalı, kendinizi zaman açısından da denetlemelisiniz. Ancak bu geçen zamanla ilgilenerek değil, kullanacağınız zamanı planlayarak geçirmelisiniz.

7- Sorulan soruya cevap olamayacak seçenekleri eleyin. Eğer verdiğiniz yanlış cevaplar doğru puanınızı kesilmiyorsa, tahmininde bulunup doğru olduğuna inandığınız bir seçeneği işaretleyin. Yapılan araştırmalar, iki seçeneğe indirilmiş durumlarda akla gelen ilk tahminin genellikle doğru cevap olduğunu göstermiştir. O yüzden ilk tahmininizi mümkün olduğunca değiştirmemek gerekir.

8- Sınavlarda üçlü bir zincir kurulabilir, ancak dörtlü bir zincirin bir yerinden kırılması gerekir. Sınav sorularını hazırlayanlar teoride mümkün olsa da 5 tane doğru cevabı aynı seçeneğe yerleştirmezler. İki ya da üç sorunun doğru cevabı aynı seçenekte olabilir. Eğer sizin cevapladığınız testte 4 ya da 5 tane seçenek zincir şeklinde aynı seçeneklerden oluşuyorsa orada bir yanlışlık yapmış olabileceğinizi düşünebilirsiniz.

9- Testlerde yalnızca bir doğru seçenek vardır. Birden fazla seçeneği işaretlerseniz hem o sorunuz yanlış değerlendirilir, hem de uygulanıyorsa cezalı puan almış olursunuz.

10- Cevaplarınızı cevap kağıdına gruplar halinde işaretleyiniz. Bu uygulama hem zaman kaybını önler, hem kaydırma yapmanızı engeller ve hem de işaretleme yaparken kısa bir süre dinlenmenizi sağlar.

11- Giriş sınavlarında bazı çok güç sorular vardır. Bütün soruları doğru cevaplama beklentisi içinde olmayın. Sınavlar genellikle elemeye yönelik olduğundan sınav sorularının en azından bir kaçının güçlük derecesi yüksek olur. Bu yüzden her soruyu çözmeliyim gibi bir beklenti çok iddialı bir beklenti olur.

Sınav Kaygısı ve Sınav Kaygısıyla Başa Çıkma
Sınav kaygısının bir ölçüde olması hem mantıklı, hem de motivasyonu artırması açısında faydalıdır. Ancak bu kaygının çok yükselmesi üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Ülkemizde yapılan bir araştırma öğrencilerin sınav kaygılarının, ameliyat edilmeyi bekleyen hastalardan kat be kat yüksek olduğunu ortaya koymaktadır ki; bu olay sağlıklı bir gelişim değildir. Aynı araştırmada kız öğrencilerde kaygı düzeyinin, erkek öğrencilerden daha yüksek olduğunu da göstermiştir.

Kaygıyı azaltabilmenin en önemli yolu, düşünsel yapınızda değişiklikler yapmak olmalıdır. Kaygıların, korkuların altında her zaman gerçekçi olmayan düşünce kalıpları vardır. Bu kalıplar değiştirilip, yerine yenisi konulabilirse, aynı olaya bakış açımızda da önemli değişiklikler gözlemlenebilir.

Sınav ve sonucu ile ilgili sağlıklı olmayan bazı düşünce kalıpları :
* Sınavım ya kötü geçerse...
* Kazanamayacağım !!!
* Bilmediğim bir sürü konu var...
* Ya hata yaparsam ?
* Cevaplamada kaydırma yaparsam ?
* Heyecanlanır mıyım ?

Oysa bu soruların kalıplarını şöyle değiştirmek sizi hem rahatlatacak ve hem de başarınız destekleyecektir :
* Sınavda istenilen ne ise onu yapmalıyım !!!
* Cevaplayabileceğim sorular olduğu gibi, cevaplayamayacağım sorular da olabilir...
* Bazı soruları yapamayıp boş bırakabilirim !
* Yaşadığım kaygının problem çözmeye bir faydası var mı ?
* Kısa ve uzun vadeli amaçlarıma bir katkısı oluyor mu ?
* İç çatışma ve iç gerginliğimi azaltıyor mu ?
* "Mahvolurum" " Hapı Yutarım" lafları çok abartılı değil mi ?

Sınavlar için hazırlanın, hazırlanmak için emek sarf edin, bütün gücünüzü ortaya koyun. Bütün bunlara rağmen istediğinize ulaşamıyorsanız, kendinizin mutlu olacağı başka amaçları kendinize hedef edinin. Hayatın, pek çok amaç zenginlikleriyle dolu olduğunu unutmayın.

Sınav Kaygısını Azaltmak İçin Alınması Gereken Önlemler
* Sınav sizin kişiliğinizi değil bilginizi ölçmek için kullanılır. Başarılı olmayı 'kafasızlık' , 'yeteneksizlik' olarak değerlendirmeyin. Bilgi alanında eğer bir eksikliğiniz varsa bunu daha çok çalışarak giderebilirsiniz.
* Üniversite bir amaç değil, ilerde daha mutlu ve başarılı bir birey olabilmek için kullanacağınız bir araçtır.
* Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın. Herkesin zeka ve becerinin düzeyi farklı olduğunu kabul ederek seçimlerinize kendinize uygun biçimde isabetli olarak yapmalısınız.
* Anne - babanızın sizden bir takım beklentileri olmasını doğal karşılamalısınız. Ancak bu beklentilere cevap veremediğinizde çevrenizin gözünde küçük düşeceğiniz inancı son derece yanlıştır. Bu beklentiler sadece sizi teşvik etmeye yöneliktir.
* Bazı öğrencilerin temel bilgileri kuvvetlidir ve iyi bir ilk öğretim almış olmalarından dolayı amaçlarına daha kısa sürede ulaşabilirler. Bazıları ise çalışmak ve başarılı olmak için daha uzun süre çalışmaya ihtiyaç duyabilir. Yani ilk sene kazanamamanın yetersizlik, yeteneksizlik, başarısızlık anlamına gelmediğini kabul etmelisiniz.
* Sınav esnasında asla panik olmayınız. Size yetecek kadar süre verilmektedir. Sınavda panik olmak, bildiğiniz soruları da kaçırmanıza neden olacaktır.
* Eğer disiplinli bir şekilde çalıştıysanız korkmanız için hiçbir neden yok. Çünkü sınavda size zaten çalıştığınız konular sorulacaktır.
* Sınavda sizin için kolay sorular olduğu gibi çok zor sorular da olacaktır. Yanıtlayamamağınız soru olursa kendinize güveninizi kaybetmeyin.
* Sınavda zamanınızı iyi kullanmaya çalışın. Yanıtlamaya kendinizi en güçlü hissettiğiniz sorudan başlayın.
* Sonuca ulaşamazsanız gördüğünüz çözüm yolunda ısrar etmeyin ve esnek düşünerek alışılmış çözüm yolundan başka çözüm yolları da deneyin.
* Sorularda verilen şekilleri ve verileri tekrar çizerek vakit kaybetmeyin.
* Çözemediğiniz soruları ilk turda atlayın ancak ikinci turda bu tür sorulara uygun olmayan seçeneği eleme yoluyla yanıt verin.
* Dikkatinizin sınav boyunca kesilmemesi mümkün değildir. Zaman zaman zihninizin dağıldığını hissederseniz gözlerinizi kapatıp on beş saniye dinlenin, derin bir nefes alıp kaldığınız yerden devam edin.
* Kodlama yaparken hata yapmamaya azami dikkati gösterin. Sizin verdiğiniz doğru cevaplar eğer doğru kodlanmamışsa yanlış cevap sayılabilir.
* Her şeyden önce sınava iyi hazırlanın ve kendinize güvenin.
Başarı kendiliğinden gelecektir...

 

TAKVİM

Yüz yılları gösteren bir takvim örneği.Diyelim ki 29 Ekim 1924 haftanın hangi gününe denk geliyor.Bunu öğrenmek isteyebilirsiniz.Veya 30 Ekim 3000 yılı hangi güne denk geliyor.Bunların bana önemi yok diyorsanız peki ala haftanın hangi günü doğmuşsunuz hiç merak ettiniz mi?İşte takvim programı bu ihtiyacınızı giderecek bir araç.
Aynı zamanda takvimleri birbirine çevirmek istiyorsanız "
TAKVİM " yazısını tıklayın

HAYATIN KIRK ALTIN KURALI

1) Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al.
2) Adam gibi üç fıkra öğren.
3) Sevinçlerini sakin erteleme.
4) Esini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığının % 90' nini oluşturur.
5) Her gün 30 dakika yürüyüş yap.
6) Her yemekten önce şükret.
7) Bir arkadaşının sırrını açıklamadan önce iki kere düşün.
8) Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme.
9) Kaybedecek şeyleri olmayan insanlardan kork.
10) Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.
11) Çocukların, adet kelimesini duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yasa.
12) Dinine ait kitabi tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı.
13) Kendini ve başkalarını affetmesini bil.
14) İlkyardımı öğren.
15) Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.
16) Her gün altı bardak suyunu içmeyi unutma.
17) Seni seven insanları koru.
18) Zorda olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene.
Bu tatildeki anlar, hayatinin en değerli anlarından biri olacak.
19) Kendine yapılması istemediğin hiçbir şeyi başkalarına yapma.
20) Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir.
21) Basarili ve iyi bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma. a) Doğru insani bulmak. b) Doğru insan olmak.
22) Ebeveynlerini, esini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.
23) Sevimsiz olmayacak şekilde ayrı fikirde olmayı öğren.
24) Cesaretli ol, hayatına geri baktığında yaptıkların için değil yapmadıkların için üzüleceksin.
25) Çok mükemmel bulduğun bir fikri başkasının engellemesine izin verme.
26) Keyifsizliklerini açığa vurma.
27) Nasıl bir duygu olduğun öğrenmek için 24 saat kimseyi ve bir şeyi eleştirme.
28) Evliliğini güzelleştirmek için her gün bir şeyler yap.
29) İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.
30) Çocukların hakkında başkalarına iyi bir şeyler
söylerken, bırak onlarda duysun.
31) Güç, sahip olduğun mallarla ilgili değildir. Unutma.
32) Çocuklarını anlamaya çalış, yargılamaya değil.
33) Kalem ve not defterini daima yanında taşı.
34) Zaman ve kelimeleri bos yere harcama. İkiside çok değerli.
35) İnsanların yaptıkları olumsuz şeyleri değil, ileride yapacaklarını düşün.
36) Senden az ya da çok parası olanlarla, paran hakkında konuşma.
37) Bir şeyi elde etmek çok çaba saffettiysen, tadını çıkarmak için zaman ayır.
38) Birisinin kahramanı ol.
39) Neyi ve kimi desteklediğini insanlara söyle.
40) Sadece ask için evlen.

 

BÜYÜKLERİN SÖZLERİ, SÖZLERİN BÜYÜKLERİDİR

GÖZLER VARDIR SÖZLERİ YARATAN  SÖZLER VARDIR SAATLERCE AĞLATAN
Erkekler mi daha akıllı yoksa kadınlar mı , cevap vermek çok zor ama siz hiç bacakları güzel diye bir erkeğin arkasından koşan kadın gördünüz mü?
Beklenen gün gelecekse çekilen çile kutsaldır.
Dal rüzgarı affetmiştir ama, kırılmıştır bir kere.
Güç olan bir şeyi yapmaya çalış, bu sana iyi gelecektir. Yapmış olduğun şeylerin üstünde bir şey yapmadıkça hiç bir zaman büyüyemezsin.
Ronald E. Osborn
Dehanın onda biri hayal gücü , onda dokuzu terdir. Edison
İnsanı az bilmek kadar kuşkulandıran hiç bir şey yoktur.Francis Bacon
Zevkle öğrendiğimizi hiç bir vakit unutmayız.Alfred Mercier
İnsan, hayatının dörtte üçünü yapamayacağı şeyleri istemekle geçirir. Çiçero
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve onun kadar da alçalamaz. Hölderlin
Sürekli olarak kendini yönetebilmek, insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden birisidir. Bertland Russell
Herkesi kusurları ile gören bir kimsenin, senden de teşekkürle söz edeceğini sanma. Sadi
Aptal , susarak kazandıklarını konuşarak kaybedendir.
Eğer kendinizi disipline edemezseniz , başkaları tarafından disipline edilirsiniz.
Yaptıklarınız için pişmanlık zamanla geçer , ancak yapmadığınız şeylere pişmanlığın çaresi yoktur.
Ne tarafa gidersen git , gittiğin yol rüzgara karşı ve yokuştur.
Sevmek , karşılığında sevilmeme riskini göze almaktır.
Yaşamak için bilmek , bilmek için anlamak , anlamak için dinlemek gerekir.
Tecrübe , bir insanın hayatta yaptığı hataların toplamıdır.
İş yaşamında tatminsizlik , gelişme ve büyüme için şarttır.
İyi idareci önce öğrenir , sonra çalışır , daha sonra danışır ve en son icra eder.
Başarının sırrı detayda gizlidir.
Açıkça nefret etmek , asıl düşüncesini gizlemekten daha soylu bir davranıştır.
Affetmek zaferin zekatıdır.
Akıllı konuşur , çünkü onun söylemek istedikleri vardır. Aptal konuşur , çünkü kendisinin bir şeyler söylemek zorunda olduğunu sanır.
Amaç , sevgi uğruna ölmek değil , uğrunda ölünebilecek sevgi bulmaktır.
Aşk kalbimizin saygısız misafiridir ; bize sormadan gelir , bize sormadan gider.
Ayrılık ; küçük bir aşkı söndürür , büyük bir aşkı daha da güçlendirir.
Başa gelen cehaletlerden başkalarını sorumlu tutmak cehalet alametidir.
Başarı , istediğini elde etmektir. Mutluluk ise elde ettiğini sevmektir.
Başkalarını ziyaret ve onlara hediye vermek kalplerin kilidini açan iki altın anahtardır.
Bazı kişiler için başkalarının kusurları birer hazinedir. Onları bulmak için her türlü yola başvururlar.
Bazıları büyük doğar , bazıları büyüklüğü kazanır , bazılarına da büyüklük yakıştırılır.
Bilgi , insanı kuşkudan ; iyilik , acı çekmekten ; kararlı olmak , korkudan kurtulmaktır.
Bilginin efendisi olabilmek için , çalışmanın esiri olmak gerekir.
Bilgisine göre davranmayan kimse , üzerine kitap yüklenmiş hayvandan başka bir şey değildir.
Bilgisizliğin üç biçimi vardır ; gerekeni bilmemek , kötü bilmek , gereksiz şeyi bilmek.

 

MUTLU YAŞAMANIN 10 KURALI

1. Kendini tanı.. (Sokrates)
Kendi içinde yolculuk yap. Günlük tut. Kalbin, gönlün, vicdanın ne diyor? Neyi öne çıkartıyor? Dünyaya bilinçli bakmanın yolu başta bu iç yolculuktan geçiyor.
2. Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!.. (Mevlana)
Dürüst ol, adil ol, hakça düşün. İçinden gelen sesin öne çıkardığı değerleri koru. Hayatta bir şeyleri korumak için ayakta kalmazsan her şey seni düşürür.
3. En yukarda aşk var!. (St.Paul)
Sesi müziğe dönüştüren aşktır. Aşk olmazsa, sevgi ilişkileri yoksa, ihtimam eksikse hayatın kuru bir daldan farkı kalmaz.
4. Dünyayı hayal gücü döndürür. (Albert Einstein)
Yaptığımız her şey hayal kurarak başlar. Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en güzeli peşinde gitmektir. Bobby Kennedy'nin sözü gibi:
"Diğerleri dünyaya bakıyor ve 'Neden' diye soruyor. Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve 'Neden olmasın' diye soruyorum.
5. Fazla güzellik göz çıkarmaz!. (Mae West)
özel hayat doya doya yaşanır. Mutluluk paylaşılır, hayatı sevme hissi coşkuyla beraber gelir. Ruhun müziğinde "Haydi bastır, göster kendini" temposu vardır. Kibir değil, coşku!
6. Fırsatlar yakalandıkça çoğalır. (Sun Tzu)
Başarı cesaret ister, başlangıçtaki cesaret sonradan inanca dönüşür. İnanç insanlığa daha iyi hizmet arzusuna dönüştüğünde fırsatlar yelpazesi yukarı bir seviyede tekrar açılır.
7. Ya yap, ya yapma. Kararsızlık yok!. (Yoda-Yıldızlar Savaşı)
Hayat seri hareket, karar ve kararlılık gerektirir. Tereddütte kalanlar geride kalır. Hayatın üstüne gitmezseniz hayat sizin üstünüze gelir.
8. Mükemmellik, ekleyecek bir şey kalmadığında değil, alınacak birşey kalmadığında oluşur. (Antoine de St.Exupery)
Hayatınızı basitleştirin. Basite indirge.. Daha indirge, bir kere daha i ndirge... O zaman ne kalıyor, ona bak. İstekler listenizi kısa tutun. Kısa tutun ki yoğunlaşabilesiniz. Güneş ışığına büyüteç tutmak gibi, odaklamazsanız hayatı yakamazsınız.
9. Kabiliyet yoksa sanatçı olmaz, ama çalışılmadıkça kabiliyet hiç bir işe yaramaz.. (Emile Zola)
Ancak akıllı, bilinçli ve odağı şaşmayan çabalar sonrası olası potansiyelin yapabilecekleri gerçekleşir. Elması yontmadıkça elinizde sadece bir taş parçası vardır.
10. Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri, hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak.. Diğeri, her şey mucizeymiş gibi yaşamak!.. (Albert Einstein)
Şükretmeyi unutmamak gerek!

HESAP MAKİNASI

Size küçük bir hesap makinesi. Bilgisayar başında çalışırken hesaplayacak bir şey olursa kullanabilirsiniz.


 

BEBEĞİM NE ZAMAN DOĞACAK